4-Xtremes, 22. Bölüm: Tunus'ta heyecan ve beklenmedik hadise

Tunus denince akla hemen çorak topraklar gelir. Haklılık payı da var; ne de olsa Büyük Sahra bu ülkenin çoğunu kaplıyor. Yine de Tunus çok değişken!

Bu, hiç de çorak olmayan topraklar ile başlıyor. Öyle ki kuzeydeki topraklar oldukça yeşil bir manzara ile ön plana çıkıyor. Neredeyse her metre karesi işleniyor. Güneye doğru gidildiğinde ise bir dağ zincirinden geçiliyor ve arazi daha kuru ve kumlu hale geliyor. Fakat henüz bir çöl söz konusu değil.

Tarihi sahada mopedler ve keçiler.

Bu yarı kuru bölgede Thugga bulunuyor. Antik Roma şehrinin kalıntıları kısmen açığa çıkartılmış ve iyi bir durumda. Güneşin batışından hemen önce kalıntılar arasında yürüyüş yapıyoruz ve mopedler üzerindeki yerlilerle karşılaşmak bizi şaşırtıyor. Asırlık yolları kullanmaya devam ediyorlar. Çobanlar kalıntılar arasında koyunlarını güdüyor.

Güneye doğru giderken zaten kalabalık olan ve pazar kurulan günlerde daha da kalabalıklaşan kasabalardan geçiyoruz. Ancak buradaki insanlar sabırlı. Herkes ağır ağır ilerliyor, sırayla yol veriyorlar birbirlerine. Bunun dışında ise stresten eser yok.

Sürekli kontrol altında.

Üniformalılar ile karşılaşmalarımız da rahat geçiyor: Bizi neredeyse iki gecede bir, bazen askerlerin de eşlik ettiği turist polisi ziyaret ediyor. Memurlar bilgilerimizi not alıyor ve nereden gelip nereye gittiğimizi soruyor. Büyük kavşaklar kamera ile denetleniyor ve buralarda çoğu zaman askeri kontrol noktaları bulunuyor. Sonuç olarak: Memurlar ile temas her zaman nazik geçiyor.

Önceden bilmediğimiz bir şey ise: Tunus'ta, “Yıldız Savaşları” film serisine ait birçok çekim yerini ziyaret edebiliyorsunuz. Biri bozkırın çoktan Büyük Sahra'ya uzanmış olduğu güney batıda bulunuyor. Sedimanter bir havza olan Chott el Gharsa'nın yakınında, belirsizliğin ortasında kubbe çatılı balçık binalar duruyor. Bunların arasında ise gökyüzüne bir tür anten uzanıyor. Mos Espa yerleşimine hoş geldiniz! Burayı “Yıldız Savaşları: Bölüm I – Gizli Tehlike” filminde görebilirsiniz. Çok büyük bir hayranı sayılmayız fakat yine de etkilendik.

Ulusal parkta kaşif şansı.

Biraz daha doğuda Dghoumès ulusal parkı bulunuyor. Tunus Sahrası için tipik olan bitkili ve hayvanlı bir ekosistemi korumak için bu alan ulusal park olarak ilan edilmiş. Axor'umuz gibi tüm tekerleklerden tahrikli bir araçla parkın kenarında bulunan bir kanyona çıkabiliyorsunuz. Teorik olarak. İçeri doğru bir parça ilerliyoruz ve birkaç yerin muhtemelen dar olduğuna karar veriyoruz.

Ödüllendirildiğimiz bir gezi: Oriks antilopları ile. Görkemli boynuzları olan hayvanların nesli on yıllar önce Arap bölgesinde neredeyse tükenmişti. Zaman içerisinde bugünkü Dghoumès ulusal parkı da dahil olmak üzere birkaç yere tekrardan yerleşmiş. Hala nadir olan hayvanların bir grubunu gözlemleyebiliyor ve hatta fotoğrafını çekebiliyoruz.

İkinci Offroad turu.

Bir sonraki durağımız çölün kapısı olan Douz. Burada bir kum fırtınası bizi, kum tepeleri üzerinden bir Offroad güzergahını – tam da geçen sefer anlattığımız turu – yarıda bırakmaya zorluyor. Kamp alanında beklemekten başka bir seçeneğimiz yok.

Gökyüzü tekrar maviye döndüğünde Offroad turunun 2. bölümüne başlıyoruz! Axor için bu zorluk çocuk oyuncağı gibi. Kısa aks mesafesi ve yüksek yerden yükseklik, küçük ve sivri kum tepelerinin üstesinden gelmek için dağıtıcı dişli kutusunun altında yeterince alan bırakıyor. Burada önemli olan lastik basıncının düşürülmesidir; üç bar olarak ayarladık. Ayrıca: Engele göre diferansiyel kilitleri veya redüksiyonun ve hatta çoğu zaman ikisinin birlikte doğru kullanılması gerekiyor.

Herhangi bir ışık kirliliği olmadan.

Zetros'taki Alman arkadaşlarımızla birlikte Ksar Ghilane kalesinde kamp yapıyoruz. Burada, medeniyetten çok uzakta, kum tepelerinin ortasında, Roma zamanından kalma bir kalede şunun bilincine varıyoruz: Gökyüzünde bu kadar fazla yıldız görme şansını her zaman bulamıyorsunuz.

Doğuya doğru yola koyuluyoruz ve Ksar Ouled Soltane'ye ulaşıyoruz: üst üste yerleştirilmiş muhafaza bölmelerinden oluşan, doldurma balçıktan oluşan bir tesis. 20. yüzyıla kadar burada Berberiler yaşıyordu. Birkaç on yıl sonra “Yıldız Savaşları” yapımcıları burayı hayali Tatooine gezegeninde bir yere “dönüştürmüş”; buranın adını ise yakında bulunan Tataouine şehrinin adından feyzalmışlar.

Resimler: 4-Xtremes