Güçlü kamyon, muhteşem mesaj: Marcel Witsch’in Actros 1851’i

Essen, Salı sabahı saat 7.30. Ruhrpott saatlerdir ayakta. Şehrin kuzeyindeki liman sokağı, bölgede bir terimdir. Burada Rot-Weiss-Essen (RWE) futbolcuları iç sahadaki maçlarını yaparlar. Dünya şampiyonu Helmut Rahm da “Hafenstraße’deki stadda” futbol oynamıştı. Geleneksel kulübün şaşalı zamanları çok geride kaldı. İnsanlar buna rağmen RWE çıkartmasını araçlarına gururla yapıştırıyorlar. Bu, buranın bir parçasıdır. 

Sokak boyunca kuzey yönünde, Rhein-Herne kanalının A 42’nin altından aktığı yere doğru ilerlediğinizde, ağır çalışılmaktadır.

Nakliye belgelerine bakarken, “Burada sahip olduğumuz karışımı iyi buluyorum”, diyor 32 aşındaki adam. Haftada bir veya iki defa kamyonda uyuyor. Diğer günlerde akşamları evde oluyor. Özellikle son haftalarda, uzun yol işini ne kadar çok istediğini bir kez daha fark etti. Örneğin bir teslimat için İspanya’ya gitti. Sauerbaum filosunun kamyonları yılda ortalama 130.000 kilometre yol yapıyorlar.

Arkadaşlarının “Dostum” diye çağırdığı Marcel, günün ilk turu olarak Hollanda sınırındaki Kamp-Lintfort’a gidiyor. Burada 28 ton Rhein kumu yükleyecek. Bunu doğudaki Ruhr bölgesinde bulunan beton tesisine götürecek. Buradan, bir taş ocağından kireç taşı almak için Sauerland’a gidecek. Sonra Essen’deki bir şantiyeye. Bir iş gününde bu turu iki defa tekrar ediyor.

Marcel’in Actros 1851’i, çok iyi olan Sauerbaum filosu içerisinde dahi göze batan bir kamyondur. Sadece motoru daha güçlü olmakla kalmıyor, aynı zamanda geri kalan donanımı da fazla. Marcel ve ayrıca filo yöneticisi ve kamyon meraklısı Timo Sauerbaum aracın tasarımı ile bizzat ilgilendiler. Ortaya, son derece etkileyici bir sonuç çıktı: Actros, Ruhrpott sürümü adı altında sürüş yapıyor. Lamba tutucularına ve diğer iyi görünen ekstralara sahip komple boyanmış opal yeşili kamyon uygun sembollerle süslenmiş. Damperli römorkun üzerine ayrıca Essen’in en ünlü yapıları olan Zeche gümrük kurumu ve Grugahalle resmedilmiş. 

Memleket şehri ile özdeşleşme.

Kamyonu Wörth’deki Mercedes‑Benz fabrikasından bizzat teslim alan Timo Sauerbaum, “Kamyon, Essen şehrine olan bağlılığımızı temsil etmektedir”, diyor. “Filomuzdaki son derece özel bir kamyondur.”

Şirkete yılda beş ila altı yeni kamyon geliyor. Çoğu birbirinden farklıdır: İster Actros isterse Arocs, ister dört çeker isterse değil, ister dış aynalı isterse MirrorCam’li. “Fakat iki yıldır Dönüş asistanı olmayan kamyon satın almıyoruz”, diyor Sauerbaum. “Sürücülerimiz bu sistem ile sadece şehir içi trafiğinde değil, aynı zamanda otoyolda şerit değiştirirken de desteklenir.

Biraz daha rahat.

Marcel şimdi otoyolda Sauerland yönünde ilerliyor. Yeni Actros 1851’ini nasıl deneyimliyor? “Önceki modelini de kullandım, ancak bir 1846’ydı”, diyor Marcel. Sürücü kabininde özellikle multmedya kokpiti beğeniyor. “Çok modern ve genel görüşe sahip”, diyor ve ekran tasarımı olarak “Advanced”i seçtiği birincil ekrana işaret ediyor.

Şu anda Marcel otoyoldan çıktı ve federal kara yolunda Sauerland’a doğru ilerliyor. Bir köprü, bir yerleşim alanı ve birden ön camın önünde kireç taşından oluşan dağlar ve dev bir maden ocağı ortaya çıkıyor. “Burada bu kadar kireç taşı görünce, sanki Kuzey Ren-Vestfalya’nın yarısının sokaklarındaki kireç taşının buradan geldiğini düşünebilirsiniz”, diyor Marcel. Yukarıya taş ocağına giden yol, çekici araç için sorun değil. Marcel için de yoldan zorlu zemine geçiş yapmak daha çok bir keyif. Boş zamanlarında arazi aracıyla sürüş yapmayı seviyor. Lastik tekerlekli yükleyici, kasasına kireç taşıyla yüklü üç kürek yüklüyor. Marcel saate bakıyor. Artık geri dönüş zamanı. Essen’e dönüş.

Fotoğraflar: Sebastian Vollmert
Video: PRH